28 Ağustos 2013 Çarşamba

Uzun aradan sonra...




Zaman hızla akıp gidiyor ellerimden. Ben ise tüm blogları okuyu kendi bloguma bir türlü vakit ayıramıyorum.

Belinay 31 Mayıs itibariyle yürümeye başladı. Tam da o dönemde bakıcımız ayrılmaya karar verdi. Zor bir kaç gün yaşadım sonra şansım yaver gitti ve 2 gün içinde birini bulduk ve diğer bakıcımız gitti. Şimdiki ablası Esra, Belinay için daha iyi oldu diye düşünüyorum. Hem eğitimli hem de çok sakin biri. Belinay’ı düzene oturttu. Değişik yemekler, balıklar menümüze girsi sayesinde. Şimdilik herşey iyi gidiyor.

Ama zor dönemine denk geldi. Belinay çok hareketli bir çocuk. Ve meraklı. Oyuncaklara pek bir merakı yok. Varsın yoksun gezsin tozsun dolaşsın şeklinde. 2 dakika bir oyuna konsantre olunca vay be diyoruz. 12 saniyeyi geçen oturma pozisyonu da yok. Bunun geçici bir durum olup olmadığını zaman gösterecek ama biraz durulsa hepimiz rahat edeceğiz. 



Artık pusette oturmakta istemiyor, konuşmayı öğrenemediği için de her istediğini inanılmaz bir çığlıkla anlatıyor. Elinden birşeyi alınca basıyor çığlığı. Pusette giderken basıyor çığlığı. Mama sandalyesinde, her yerde bir çığlıkla yaşıyoruz şu anda.
Kelimeleri anne (Canı isterse), baba (bunu bilinçli söylüyor Bibi’nin fotoğrafını görünce baba diyor), mi (bu “şey” gibi bi kelime her yerde kullanılabiliyor) bıdı bıdı bıdı, bıcı bıcı...Ama en enterasanı ilk bilinçli kelimesinin “hayır” olması. Siz düşünün ne kadar çok kullanıyorum bu cümleyi J



İnatçının önde gideni. Hiç bir zaman vazgeçmiyor. Bir de büyüyünce “bul karoyu al parayı”yı çok iyi oynayacak, çünkü bin bir zahmet ile kafasını karıştırıp sakladığım bir eşyayı son durağında bulup çıkartıyor. 

2 yaş sendromuna hafiften girmek üzereyiz. Bakalım bizi neler bekliyor olacak...

Hiç yorum yok: