Zaman hızla akıp gidiyor ellerimden. Ben ise tüm
blogları okuyu kendi bloguma bir türlü vakit ayıramıyorum.
Belinay 31 Mayıs itibariyle yürümeye başladı. Tam
da o dönemde bakıcımız ayrılmaya karar verdi. Zor bir kaç gün yaşadım sonra
şansım yaver gitti ve 2 gün içinde birini bulduk ve diğer bakıcımız gitti.
Şimdiki ablası Esra, Belinay için daha iyi oldu diye düşünüyorum. Hem eğitimli
hem de çok sakin biri. Belinay’ı düzene oturttu. Değişik yemekler, balıklar
menümüze girsi sayesinde. Şimdilik herşey iyi gidiyor.
Ama zor dönemine denk geldi. Belinay çok
hareketli bir çocuk. Ve meraklı. Oyuncaklara pek bir merakı yok. Varsın yoksun
gezsin tozsun dolaşsın şeklinde. 2 dakika bir oyuna konsantre olunca vay be
diyoruz. 12 saniyeyi geçen oturma pozisyonu da yok. Bunun geçici bir durum olup
olmadığını zaman gösterecek ama biraz durulsa hepimiz rahat edeceğiz.
Artık pusette oturmakta istemiyor, konuşmayı
öğrenemediği için de her istediğini inanılmaz bir çığlıkla anlatıyor. Elinden birşeyi
alınca basıyor çığlığı. Pusette giderken basıyor çığlığı. Mama sandalyesinde,
her yerde bir çığlıkla yaşıyoruz şu anda.
Kelimeleri anne (Canı isterse), baba (bunu
bilinçli söylüyor Bibi’nin fotoğrafını görünce baba diyor), mi (bu “şey” gibi
bi kelime her yerde kullanılabiliyor) bıdı bıdı bıdı, bıcı bıcı...Ama en
enterasanı ilk bilinçli kelimesinin “hayır” olması. Siz düşünün ne kadar çok
kullanıyorum bu cümleyi J
İnatçının önde gideni. Hiç bir zaman vazgeçmiyor.
Bir de büyüyünce “bul karoyu al parayı”yı çok iyi oynayacak, çünkü bin bir
zahmet ile kafasını karıştırıp sakladığım bir eşyayı son durağında bulup
çıkartıyor.
2 yaş sendromuna hafiften girmek üzereyiz. Bakalım bizi neler bekliyor olacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder