15 Mayıs 2013 Çarşamba

Belinay ve yemek düzeni

Beloş 2 kilo 620 gram doğunca ve eve 2,5 kilo olarak geri dönünce ister istemez zor günler başladı bizim için. Çünkü doktorun dediğine göre yaşıtlarını kilo olarak yakalayabilmesi lazımdı ve bunun için de bol bol yemesi gerekiyordu. 25 gün e.mzirdiğim zamanda me.me'den inmedi pek. 25 gün sonra ameliyat olup sütüm kesildiği için mamaya geçtik.

Mama'nın kolaylıkları var ama zorlukları da var. Gece yarısı çığlık çığlığa uyanan bir çocuğa içeri gidip mama hazırlamak biraz işkence. Dışarı çıkarken feci bir yük oluyor. Bir de ben başından beri sağlıklı olsun diye Nuk’un cam biberonunu kullandığım için dışarıda çantamda bayağı ağırlık yapıyordu. Bulaşığı streril’i ayrı dert. Kolaylıklara gelince, artık hamilelik ve lohusalık rejimlerini bırakabiliyorsun. İstediğini yiyip içmek güzel. İstediğin an her yerde çocuğu besleyebilmekte güzel. Ama sonuçta anne sütü işte en kıymetli şey. Varsa vermek lazım ama yoksa yapacak bir şey yok.

Mamaya geçtikten sonra ise Beloş çok kusmaya başladı. 2 dakika yalnız bırakamaz hale gelmiştik. Bunun üzerine doktorumuz mamayı değiştirip Humana AR (reflü maması) verdi. Bununla kusmalarını engellemiş olduk.

Gündüzleri 3 saatte bir, geceleri 4 saatte bir mama saatiydi.




4 aylıkken meyveye başladık. Elmayı pek sevemedi, armut biraz olsun yiyordu ama hala çok sevdiği bir öğün değil. Şimdilerde artık kendi yiyebildiği için muz falan veriyorum. Kendi yiyebildiği zaman daha çok hoşuna gidiyor.

Sonra yoğurda geçtik. Yoğurt dokunmadı fakat midede ayran yapıp çıkarma durumu vardı. Yoğurdun içine cici bebe katarak biraz yoğunlaştırınca bu sorun da geçti.

Sebze çorbası mı? İşte o en sevdiğimiz şey bizim. Çok mutluyum bu konuda, pek hayır dediği sebze yok Belinay’ın. Ve hmmm hmmm yapa yapa yiyor 

En sorunlu öğünümüz ise muhallebi. İlk başladığımızda çığlık kıyametti. Bir süre muhallebi yerine biberon maması ile idare ettik. Başka şeyler yedirdik ama hiç biri muhallebi gibi tutmuyor. Dolayısıyla gece çok uyanıyordu. İnat ettik muhallebi konusunda. Şimdi yiyor fakat bayıla bayıla değil. Reklamları açıyoruz yedirmek için.

Nerde okudum hatırlamıyorum ama bir bebek için düzenin rutinin çok önemli olduğunu okumuştum. Yer etmiş demek ki. Doğduğundan beri belirli ritüellerle hareket etmeye çalıştım.

Kahvaltısı, meyvesi, yemeği, yoğurdu hep belirli saat düzeni ile gitti. Dışarıda olduğumuz zamanki kaymalar hariç ki onu da dengeledim. Yoğurdunu geç yiyecekse içine bisküvi koymadım mesela.

Bu düzenle devam edince, Beloş 5 aylıkken gündüz biberon mamasını bıraktı. Düzgün yiyip karnı doyuyordu çünkü.

Sabah 8:00 - Kahvaltı (1 tatlı kaşığı labne peynir, çeyrek-yarım yumurta, mama, 1 çay kaşığı pekmez, biraz su, 2 adet cici bebe ve katılaştırmak için yulaf veya tahıl)

Kahvaltısını saat 7:30’da da kalksa, 6’da da kalksa hep saat 8’de verdim. Uyuyup 8:30 veya daha geç ederse kahvaltısını o zamandan meyvesinden kısıyorum biraz.





Saat 11:00 - Meyve saati

Saat 14:00 – Öğlen yemeği (mevsim sebzelerinden karışık, içine kemik suyu veya ceviz büyüklünde kıyma, tok tutsun diye içine Eti’nin bebek ekmeği, irmik veya tarhana çorbası veya yoğurt çorbası)

Beloş artık büyüdüğü için kabak dolması, etli enginar yemeği, kıymalı fasulye yapıp yanında yoğurt ile yediriyorum. Bazen de fırında balık…

Çorbası için organik pazardan 7 tahıl aldım. Bazen onu da çorbasına karıştırıp veriyorum. Besleyici oluyor.

Saat 17:00 – Yoğurt. Evde kendim mayalıyorum yoğurdu, eğer mayalayamadıysam veya dışarıdaysak Danino çocuk peynirlerinden yediriyorum kayısılı olanı. Onu da çok seviyor.

Saat 19:30 - 20:00 – Bizimle beraber ne piştiyse biraz yiyor. Eline çatalla köfte falan veriyorum onu yiyor. Biz de o sırada rahat rahat yemeğimizi yiyoruz. Yemeğimizi bitirip mutfağı toparlayınca da muhallebisini yiyor.

Sonra biraz hazım etmek için oyun oynuyoruz. Sonra odaya gidip üstümüzü değiştirip suyumuzu içip yatmaya hazırlanıyoruz. 21-21:30 arası uyumuş oluyor. Gece 12’de biberon mamasını içip sabaha kadar devam ediyor. Gece 4 mamasını bırakalı yaklaşık 2 ay oldu.



Hatta geçenlerde ben 11’de uyuyakalınca Belinay’da gece 12 mamasına kalkmamış. Uyandığımızda saat sabah 8’di. Güzel bir geceydi :)



Genellikle yemeklerini günlük yapmaya özen gösteriyorum. Ama kabak dolması gibi yemekleri yapıp buzluğa atıyorum. İhtiyacım olduğunda indirip ısıtıyorum.

Meyve sebze alışverişlerini organik pazardan yapıyorum.

Kıymasını kasaptan sıfır yağlı çektiriyorum.

Belinay su içen bir çocuk. Günde 500 ml’ye yakın su içiyor. Avent’in eğlenceli biberonu sağolsun.

Dışarıda olacağımız zaman genelde kahvaltısını yaptırıp çıkartıyorum. Yanıma meyve olarak muz alıyorum, yedirmesi kolay oluyor. Yemekleri için de yemek termosum var, pişirip içine koyuyorum, 8 saate yakın sıcak tutuyor.

Yoğurdu ise danino kullanıyorum. Ya dışarıdan alıyorum ya da evde varsa çantamın ısı koruyucu tarafına koyuyorum.

Hala tuzlu, tatlı, domates, patlıcan, çilek, kivi, bakla vermedim. Vermeyi de düşünmüyorum. Yazın temmuzda domates yiyebilir.

Akşamları eline tazen soğan veriyorum kemiriyor hem de doğal antibiyotik.

Meyve fileleri hala işime yarıyor. Gözüm üstünde olamayacaksa onun içine koyup veriyorum.

Bizim yemeklerimize bayılıyor. Allahtan pütürlüye hiç karşı çıkmadı. Ağzına attığı şeyi çiğnemesini seviyor. Öndeki 8 tane dişine denk getirip çiğniyor bayılıyorum o haline.

Gene bir yerde okumuştum. Çocuklar yürümeye başlayınca kendi yemeklerini tek başlarına yemeğe hazır olurlar diye. Belinay henüz yürümedi ama yemek yemeğe hazır ama boğazına kaçar korkusundan ben hazır değilim :)

Hiç yorum yok: