8 Şubat 2012 Çarşamba

öylesine...

Yeni bir kar yağışı ile birlikte ben de depresyona girmiş bulunuyorum. Kendimi 1 haftadır çok kötü hissediyorum nedense. Geçen hafta 3 gün izin yapıp iş yerine dönünce, dönünce problemlerle karşılaşınca, istemediğim şeyler ortaya çıkınca kendimi kapadım sanırım. Ama canım hiç bişey yapmak istemiyor. Ne biriyle görüşmek, ne konuşmak, ne kitap okumak, ne de televizyon seyretmek.

Uyuyana kadar kitabını büyük heveslerle aldım ama çok zor okudum. Nedense çok sıkıldım. Herkes beğenmiş, yılın gerilim romanı seçilmiş ama bana pek iç açıcı gelmedi. Zaten uzun zamandır hiç bir kitaba aşık olamadım. Artık gerilim romanlarından mı hoşlanmıyorum acaba...Bugün eve gidince kitaplığıma bakacağım. Elif Şafak'ın "Aşk" romanı bizim evde mi annemin evinde mi acaba? Bizdeyse bir kez daha okumak istiyorum.

Okunması gereken dergilerim de birikti aslında. Her ay aksatmadan aldığım, Evim, Insytle Home ve Sofra dergilerim var. Sofradan denemek istediğim tarifler mevcut. Instyle ve Evim dergisinden de kesmek istediğim resimler var. Güzel bir defter almak istiyorum kendime. Ama öyle büyük kırtasiyelerde satılan, kocaman spirallilerden değil. Tam tamına bunlardan istiyorum. Beğendiğim dekorasyon fikirlerini kesip defterime yapıştırmak istiyorum.

Şubat sonunda işten izne ayrılıyorum. Çok düşündüm karar verdim. 32.haftada izne ayrılacağım. Daha fazla dayanmıyorum çünkü. Hem erkenden çıkar, işlerimi güçlerimi hallederim. Herşeyimiz bugüne kadar aceleye geldi. Evlenirken bile Cuma'ya kadar çalıştım Pazar günü evlendim. Hiç rahat rahat dolaşıp bakamadım bişeylere. Bu sefer öyle olsun istemiyorum. Yavaş yavaş sakin sakin kendime vakit ayıra ayıra yapmak istiyorum tüm hazırlıklarımı. 1,5 ay süre bana yeter de artar bile...

Belinay'ın odası hala gelmedi. Arkadaşımdan 2 hurç bebek kıyafeti geldi eve. Allahtan geldi yoksa ben ne alınır hayatta bilemiyorum. Çocuğa alabildiğim tek şey ateş ölçer ve oda termometresi. 1 Martta oda takımının gelmesini heyecanla bekliyorum. Sonrasında herşeyi yıkayıp ütüleyip yerleştirmesi kalacak.

Bakıcı kadın işini daha halledemedim. Herkes bakmaya başla diyor ama yabancı biir ile aynı evde yaşamak fikri beni nedense çok geriyor. İstediğim kıyafetle dolaşamamak, koca ile kavga edip küsememek ne bileyim hayat çok kısıtlanacak ama yapacak bişey de yok. Hiç kadın almamış biri aaaa ben yatılı ile yapamam derken, gündüzlü bakıcı alan ise yatılı kesinlikle daha iyi diyor. Ama zaten benim gündüzlü bulabilmem çok zor. Evden saat 7'de çıkan bir insan olarak hangi bakıcı sabahın 06:50'sinde bizde olabilir ki?

Hiç yorum yok: