Gene uzun bir zaman oldu bloga uğramayalı. Zamanın nasıl aktığını farkedemiyorum bile. Boş vakitlerimde ise boş boş işlerle uğraşıyorum. Arkadaşlarımı ihmal ediyorum, sevdiklerim yanımdan zamanla yok olup gidiyor. Bazen haksız olduğumu görüyorum bazen de acaba ne olmuş olabilir diye düşünüyorum. Bazı arkadaşlıklar zaman aşımına uğruyor o ayrı tartışılabilir bir konu ama ben 12 saat çalışmayı ve anne olmayı bir arada yürütemiyorum. Çok zorlanıyorum çok yoruluyorum.
Bu süre zarfında tek iyi olan şey dadı'mızı bulmamız oldu. Artık içim rahat işe gidip geliyorum. Evde de kamera olunca gayet içim rahat. Ama gene de bazı şeyler eksik kalıyor. Ev'in senin haricinde biri tarafından yönetiliyor ve düzeni o kuruyor. Etraf gün geçtikçe karman çorman oluyor. Her akşam eve giderken bunu yapmalıyım dediğim şeyi eve gidince yapacak gücü bulamıyorum. Çöküp kalıyorum bu harcadığım zamana da acıyorum. Oysa evde işlerimi görerek mutlu olan biriyim ben.
Bunun dışında hala nereye taşınmak istediğime karar veremedim. Bir site olsun diyorum sonra çok uzak geliyor, sonra Avrupa Yakası olsun işe yakın olsun diyorum olmuyor. Anadolu Yakası'nda kalalım diyorum ona da bişeyler buluyorum. Karmakarışığım bu aralar ev konusunda. Neyse ki çıkmak için bayağı bir vaktim var. Ama bu kıro deposu apartmandan kurtluacağım için ayrı sevinçliyim. Üst kattaki komşu ile birbirimize giricez yakında. Gecenin saat 3:30'unda yukardan sesler geliyor, çocuk hastaymış yerde araba ittiriyomuş. Ya gece saat kaç baktın mı hiç? Bi de utanmadan sizin çocuk da ağlıyor ses çıkartıyor muyuz diyor öküz. Bi çıkart istersen bak ne oluyor. Gece 12'ye kadar istedikleri sesi çıkartmakta serbestlermiş. Zeytinyağı gibi üste çıkmakta üstlerine yok. Apartmanda en iyi komşum Yıldız Tilbe. Ne bayram unutur, ne seyran ne kandil. Aşuresini, helvalarını çok yedik kendisinin...
Başka bir gelişme olarak 17 senelik ehliyetimi artık cüzdanımda taşıyorum neden mi? Araba aldım yuhiiiiii :) Henüz kullanmıyorum kendisi otoparkta mışıl mışıl uyuyor. Arada eve dönerken, oturuyorum içine müzik dinliyorum böle böle depoyu yarıladım :) Bibinin keyfinin olduğu gün antremana çıkıcaz inşallah...
Ve hayatımızın en önemli olayı. Uzun zamandır kendi kendime Beloş'a koyduğum bu çocuk hiperaktif teşhisim gerçeğe dönüştü. Geçen aylarda doktorumuza bahsetmiştim zaten bu durumdan. O da daha erken olduğunu söylemişti bize. Daha sonra Belinay'ın parmak ucu yürüme problemi için mesaj attğımda gelen cevap beni çok şaşırttı çünkü ortopedist'ten önce bir çocuk psikatrist'inin görmesi gerektiğini söyledi. Çevremdeki herkes karşı çıksa da ben doktoruma güvendiğim için Florance Nightingale Hastanesi'nde ki Muhammet Mehtar'dan randevu aldık. Ve dün gittik. Uzun bir inceleme sonucu hiperaktivitenin var olduğunu, ama şu an yapacak bişey olmadığını konuşmasını beklememiz gerektiğini, daha sonra değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Öncelikle Belinay'ı bir oyun grubuna yazdırmamız gerektiğini belirtti. Ve uzun uzun konuştuk bu konu hakkında ve bugüne kadar çok yanlış bilgiler edindiğimizi farkettim. Mesala şimdi de hiperaktifmiş dediğimde çevreme hep aynı cevaplar... "ayşe'de öyleydi, bizim Murteza amcanın kaynı da böyleydi bak şimdi ne oldu, parka çıkar enerjisini attır" Tedavi edilmeyecek bişey değil ama sizin bildiğiniz gibi çok basit bişey de değil. Parmak ucu basma, hareketlilik, konsantre olamama, laf dinlememe, geç konuşma hep bu hastalığın belirtileri. 3 ay sonra kontrol edilecek. Oyun grubu ile büyük yol kat edeceğine inanıyoruz.
Ve dünkü randevudan sonra aslında en fazla 6 ayda bir bir pedagog'a gidilmesi gerektiğini öğrendim. İnanılmaz şeyler öğrendim ve hemen uygulamaya başladım. Doktordan eve gelince Belinay'ın kalp, yıldız ve güneş kelimelerini de öğrenmesi cabası...
Bunun haricinde Belinay aynı Belinay, sevgi dolu, sevecen sosyal, hareketli, sevimli. Gün geçtikçe insanın daha çok içine sokası mıncırası geliyor. Eskiden yanımda yatırıp uyuturken çok sıkardım her yerini fakat doktor beraber yatmamızı yasakladığı için artık onu da yapamıyorum maalesef.
Bizden son durumlar böyle. Bundan sonraki konum çocuk konsantrasyonu nasıl arttırılır olacak, hangi oyun grubuna yazdırdım, gelişim aşamaları olacak. Beklemede kalın :)
Bu arada bu yaşananları önceden sezen ve bizi her zaman ki gibi doğru yönlendiren doktorumuz Ramazan Kodakoğlu'na teşekkür'ü borç bilirim.